13.05.2009

Bitti mi?

Bundan onbeş yıl öncesine gidelim. Benim her şiddetli fırtına sırasında radyatörün etrafından çıkan uğultunun nedeninin fare olduğuna inandığım güne. Korkumdan pencereye yanaşamamıştım uzun bir süre. Orda fare olduğuna, evimizde benden gizli bir fare beslendiğine kendimi inandırmıştım. Ta ki pencereden gelen sesle yüzleşinceye kadar. Tüm cesaretimi toplayıp yerde gökte fareyi aramaya başladım. Soluğumu kesen o uğultuyu duyar gibi oldum. Biraz yukarıdan, radyatörün de üstünden geliyordu ses. Pencereyi açınca kar tanelerinin hızla suratıma çarpışını hissettim. Ve sesin yok olduğunu fark ettim...

İlkokul birinci sınıfta, okuldan eve dönerken servisle gelirdim. Servis şoförü, bizim evin ilerisinde oturan öğrenciler gelmediği zaman beni caddenin başında indirir; böylece o yolu sırf benim yüzümden uzatmak zorunda kalmazdı. Caddenin başında indiğim ilk gün ne yapacağımı şaşırmıştım. Büyük çınarın arkasında gizliden gizliye beni takip eden, annemin yanında bana göz kırpmaya cüret eden siyahlı adamın beni kaçırması için bundan iyi fırsat olamazdı. Başlarda kimseye yakalanmamış olmanın sevinciyle eve varsam da o gün korktuğum başıma gelmişti. Nefesimi tutmuş koşar adımlarla yürümeye başlamıştım. Gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Çarpıştığım insanlar, devirdiğim tabelalar umrumda değildi. Dondurmacının önünden geçerken duraksadığım olmuştu ama tekrar toparlanmıştım. Kaldırıma baka baka hızla yürürken beni kendime getirdi çarptığım bacaklar. Yüzümü yüzüne doğru çevirdiğimde siyahlı adam karşımda, çatık kaşlarıyla bana bakıp pis pis sırıtıyordu. Çığlık çığlığa oradan uzaklaştım. Büyüyünce, beni kaçırma hevesiyle yanıp tutuştuğunu sandığım adamın kapıcımız Aykut Amca olduğunu yıllar sonra öğrendim...

Şimdiki zamana dönelim. Toplu taşıma araçlarında dokunduğum her şeyden sonra elimi silme ihtiyacı duyuyorum sürekli. Hiç kimseye, hiçbir şeye değmek dahi istemiyorum. Kaldırımdan değil de, yoldan yürümeyi tercih ediyorum. Arkadaşlarıma mesaj atarken numaraları rehberimde kayıtlı olmasına rağmen atmadan önce tekrar tekrar bakıyorum. Her sabah ve akşam muntazaman, evimin oradan farklı otobüsler geçse de aynı numaralı otobüse biniyorum. İnsanların bana sık sık yalan söylediğini düşünüyorum. Her söylediklerine inanmıyorum. O kadar ki yalan söylediklerini düşünsem de artık rahatsız etmiyor bu beni. İmkansız isteklerimin peşine düşüyorum.

Tüm bunların nedenini bilmesem de, şimdiki zamanların aynısını ilk kez yapıyormuşçasına tekrar ediyorum...

Elif

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder